İlkbaharda doğa ile birlikte biz de canlanmak ve yenilenmek için önce ruhumuzu, sonra bedenimizi arındırmalıyız. Bahar bir yenilenmedir. Kıştan çıktıktan sonra yenilenmenin yaza hazırlanmanın en güzel yolu da işe bir temizlikle başlamak değil mi? Geleneksel olarak baharla birlikte evlerde bahar temizliği yapılır, dip köşe temizlenir. Peki ya bedenimiz, baharla birlikte en çok o hissettirmez mi yenilenme ihtiyacını?
Bahar detoksu hem sağlığımızı korumak hem de yaza fit ve ince girebilmek için çok iyi bir fırsat aslında. Doğal besinler ve bahar otları da bahar detoksu‘nun temelini oluşturuyor.
Artık hemen her mevsim doğal ve ekolojik beslenmek mümkün. Mevsiminde alınan sebze ve meyveleri saklama teknolojileri çok gelişti. Burada elbette endüstriyel besin üretiminden değil de genellikle kadınların çok iyi bildiği saklama yöntemlerinden bahsediyoruz. İyi bir derin dondurucu ile kış ortasında bile taze enginar yiyebiliyoruz, sonbahar da mis gibi vişne şurubumuz hazır olabiliyor.
Baharın en güzel tarafı da bu doğal besinleri hiç saklamadan tazecik yiyebilmemiz. Çeşit çeşit meyve, bahar sebzeleri ve otlar bizleri bekliyor.
Başta Ege bölgesi olmak üzere pek çok yerde kullanılan yabani otlardan bahar mevsiminde mümkün olduğu kadar faydalanmak en iyisi. Radika, arapsaçı, kaz ayağı, labada gibi yenilebilir otlar baharla birlikte vücudumuzun toksinlerden arınmasını ve C vitamini ihtiyacını karşılayacaktır. Bunlar lif içerdiği ve kalorileri düşük olduğu için aynı zamanda kilo vermeye de çok yardımcıdır.
Bahar Otları Nasıl Değerlendirilmeli?
Artık semt pazarlarında da çok görmeye başladığımız otların genel olarak üç pişirme yöntemi vardır. En iyi bilinen pişirme yöntemlerinden biri haşlamadır. Ot pişirirken dikkat edilmesi gereken en önemli husus otlarını mutlaka kaynar suya atılmasıdır diyebiliriz. Soğuk suya atılarak kaynatılmaya çalışılan otlar kararacaktır ve besin değerlerini de kaybedecektir. Radika, çiriş, turp otu, kuşkonmaz, ebegümeci, şevketi bostan gibi otları kaynar suda haşlayıp çıkardıktan sonra renklerini ve diriliklerini korumaları için soğuk suya bırakmak ve ardından zeytinyağlı, ekşili bir sosla servis etmek baharın bize en güzel armağanlarından biridir. Renkleriyle de sofralara renk katan otların rengini koruması için kaynatılan tencereye kapak kapatılmaması gerekir.
Bahar otlarını yemek haline getirmenin bir diğer yaygın yöntemi de kavurma. Çiriş, hodan, ısırgan otu, ebegümeci, turp otu, leylek gagası, yabani pazı, labada gibi pek çok yenilebilir ot bu yöntemle pişirilebilir. Bunun için önceden soğan kavurmak ve daha sonra otları atarak çevirerek pişirmek yeterlidir. Otun çeşidine göre kimi yemeklerde bir miktar salça ya da domates kullanılabilir. İsteğe bağlı olarak ot yemekleri pirinç ya da bulgurla çeşitlendirilebilir. Kavurma yapılan otlar yumurtayla karıştırılarak da yenir ve bu özellikle kırsal bölgelerde çok yaygın bir yöntemdir. Hem otların mineralleri, hem vitaminler hem de protein ile tam bir yemek. Otları iyi bilen kişiler tek bir ot yerine bir çok otun bir arada kavrulmasını ve aroma dengesinin yakalanmasını öneriyorlar.
Son olarak da kimi bahar otlarının taze ve çiğ yenebileceğini hatırlatalım. Yabani nane, tilkişen, roka, radika gibi otlar bu mevsimde tazelikleriyle çiğ salatalara da tat katıyorlar.
Bahar Otları Detoks Kaynağınız
Bahar detoksu, ağır kalp hastaları, tansiyon rahatsızlığı olan hastalar, yoğun kimyasal ilaç kullananlar, mide ülseri olanlar, kanamalı koliti olanlar, hamileler, emzirenler, kanser hastaları, reçeteli ilaç kullananlar, böbrek yetmezliği olanlar, şeker hastaları ve ağır psikiyatrik hastalara önerilmiyor.
Baharın armağanı yenilebilir bahar otları, sindirim sistemini düzenlemekten, yaraları iyileştirmeye, cildi canlandırmadan kimi hastalıklara şifa olmaya kadar pek çok işe yarıyor ve harika bir detoks kaynağı. Ancak otlar konusunda bilinçsiz davranmamak da gerekiyor. Yenilebileceğinden emin olmadığınız, bilmediğiniz hiç bir otu ve meyveyi yememeniz gerektiğini bir kez daha hatırlatalım.
