Son yıllarda hazır yiyeceklerde kullanılan kimyasalların zararları üzerine pek çok şey yazıldı çizildi. Doktorlar özellikle paketlenmiş yiyeceklerde kullanılan sentetik kimyasalların başta kanser olmak üzere pek çok sağlık sorununa yol açtığı konusunda birleşiyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın bu alanda denetimlerini arttırmasına rağmen hazır gıdalarda kimyasal madde kullanımı hala çok yüksek seviyede.
Ancak bununla birlikte yine de mutfağımızdaki tehlike‘nin pek farkına varmayan kişilerin bu kimyasalları evlerinin mutfaklarına kadar soktuklarına da şahit oluyoruz. Son dönemlerde ovalexli kek modası aldı başını yürüyor. Ev yapımı keklerini, pandispanyalarını çeşitli sosyal medya araçlarında paylaşan bloggerlar açıkça keklerini ovalexle kabarttıklarını, çocukları daha çok yemek yesin diye Çin tuzu kullandıklarını saklamıyorlar.
Çin tuzu, Mısır Şekeri: İsimlere Aldanmamak Gerekli
Fruktoz şurubu evlerde çok fazla kullanılmasa da yine de insanların en çok tükettiği kimyasallardan biri. Çin tuzu, mısır şekeri gibi isimlerine aldanmadan, bu ürünlerin insan vücuduna tamamen yabancı kimyasallar olduğunu anlamamız gerekiyor. Yani Çin tuzu bir tuz çeşidi değil. Tamamen beyine lezzetli sinyalleri gönderen, yedikçe daha fazla yeme isteği uyandıran bir kimyasal. Asıl adı da MSG Monosodyum Glutamat. Hamburgerlerden cipslere, et ve tavuk tabletlerinden hazır çorbalara kadar hemen her endüstriyel gıdada üreticiler bu maddeyi kullanıyorlar. Çünkü onlar için ürünlerinin daha fazla tüketilmesi çok önemli. Ama bu ürünleri tüketenler açısından durum gerçekten vahim. Her şeyden önce yapılan testler Çin tuzunun sinir sistemini etkilediğini, “normal” gıdalara karşı doyumsuzluk hissi yarattığını ve obeziteyi yol açtığını gösteriyor. Üstelik çin tuz konulmadan imal edilmesi gereken yoğurt gibi gıdalarda bile bu kimyasalın kullanımı çok fazla.
Kimyasallar Şişmanlığın Başlıca Sebebi
Tuzlu yiyeceklerdeki Çin tuzu tehlikesini tatlı gıdalarda da Mısır şurubu devralıyor. Nişasta bazlı bir şeker olarak bilinen fruktoz, meyvelerde de mevcut, ancak işlemden geçirilen mısır şurubu karaciğerde farklı işlem görüyor. Her şeyden önce karaciğerde insülin salgısını değiştirmediği için doyma hissi yaratmıyor. Tatlıların daha fazla tüketilmesini sağlıyor. Şeker türleri arasında en hızlı yağa dönüşen tür fruktozdur ve bu mutfağımızdaki tehlike, şişmanlığın en büyük sebeplerinden biridir.
Sağlıklı Beslenme Bir Ayrıcalık Olmamalı: Kimyasallar Yemeklere Girmemeli
Şöyle bir düşünelim. Eskiden bir tatlıcıya gittiğimizde bir porsiyon baklavada 3-4 adet olurdu. Bu baklava doygunluk hissi yaratırdı. Deyim yerindeyse “keserdi!” Oysa şimdi yapılan kimi baklavalar yedikçe yeme hissi uyandırıyor. Bir oturuşta porsiyonlar dolusu baklava yiyebilen insanlar görmek bile mümkün. Ya da bir hamburger ve patates cipsiyle doyması gerekirken sofanın başından kalkmayan çocuklar. İşte bunlar hep kimyasalların beyinde yarattığı “lezzet” ve doyumsuzluk hissiyle ilgili.
Son olarak, keklerin kabartılmasında kullanılan ve kullanımı gitgide yaygınlaşan çin tuzu, yani ovalexi bir sonraki yazımızda ayrıntılı olarak ele alacağız. Pastanelerde sıkça kullanılan bu maddenin içeriğinde bir çok zararlı kimyasal var ve çoğu ülkede bu maddelerin satışı bile yasak.
Bir kez daha belirtmekte yarar var. Sağlıklı beslenme bir trend değildir. Aynı zamanda geleceğimizdir. O yüzden özellikle mutfaklarımızda doğal olana ağırlık vermek ve mutfakta kimyasalların kullanımından kaçınmak sağlıklı beslenme adına büyük önem taşıyor.