Yapılan araştırmalar şunu açıkça gösteriyor ki eğer tüketim ve üretim alışkanlıklarımızı değiştirmezsek, doğaya ve kendi sağlığımıza geri dönüşü olmayacak zararlar vereceğiz.
Üretene değer vermeyen bir topluluk yoksulluğa ve dışa bağımlılığa mahkum olur. Ürettiğimizden daha fazlasını tüketirsek yaşayacağımız kaçınılmaz son tükenmek olacaktır. Kısa vadeli planlarla, geleceğimizi düşünmeden sadece günü kurtarmaya çabalamak ise tükenişi geciktirmekten başka işe yaramaz.
Hedef 12. Sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarının güvence altına alınması
12.1. Gelişmiş ülkelerin başı çekmesi ve bütün ülkelerin harekete geçmesiyle, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ve yetkinliklerini göz önünde bulundurarak Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim İçin 10 Yıllık Çerçeve Programı’nın uygulanması
12.1.1. Bir öncelik ya da ulusal politikalardaki bir hedef olarak sürdürülebilir tüketim ve üretimi (SCP) yaygınlaştıran ya da sürdürülebilir tüketim ve üretim SCP – Ulusal Eylem Planları’na sahip ülke sayısı
Öncelikle bizler tüketici olarak yediğimizin, içtiğimizin farkında olarak hareket etmeliyiz. Gıdalarımızı kimin ürettiğini, nerede ve hangi yöntemler ile üretim yaptığını şeffaf bir şekilde görebilmeniz için üreticilerimize doğrudan erişebilmenizi sağlıyoruz. Mümkün olduğunca üreticilerimizi ziyaret ediyor, onları anlamaya ve hikayelerini sizlere aktarıyoruz. Aslında etrafınızda olan fakat göremediğiniz belki bahçesinde meyve yetiştiren, meyvelerle evinde reçel yapan, atalık tohumlar ile ekmek yapan yerel üreticilerimize kolaylıkla ulaşabilmeniz onlar ile aramızdaki zayıflayan bağları tekrar kuvvetlendirerek gıda ihtiyaçlarınızı ilk elden güvenle sipariş edebilirsiniz. Bunun için teknolojiden faydalanarak dijital pazar yeri geliştiriyoruz.
12.2. 2030’a kadar doğal kaynakların sürdürülebilir yönetiminin ve etkin kullanımının sağlanması
12.2.1. Madde ayak izi, kişi başına düşen madde ayak izi ve GSYH başına madde ayak izi
12.2.2. Yurtiçi madde tüketimi, kişi başına yurt içi madde tüketimi ve GSYH başına yurt içi madde tüketimi
Üreticilerimizi daha iyi üretime teşvik edebilmek için geliştirmekte olduğumuz bir algoritma ile kullanılan tohumlardan, doğal kaynakların kullanım yöntemlerine, üretimden paketlenip müşterilerine teslim edilene kadar ölçümleyebildiğimiz verileri topluyoruz. Ve bilinçli tüketicilerimizin yorum ve değerlendirmeleri ile sağladıkları kitlesel denetim sistemimiz sayesinde iyi üreticileri ön plana çıkarırken diğer üreticilerimizin de standartlarını iyileştirmeye teşvik eden bir sistem kuruyoruz. Şunu unutmamalıyız üretimin devam edebilmesi için üretenlerin hak ettikleri değeri mutlaka kazanması lazım. Ancak günümüzde izlenen hatalı politikaların olduğunu ve insanları üretmekten vazgeçmek zorunda bıraktığını da maalesef gözlemliyoruz.
Çiftçilik yapan bir ailede büyümüş biri olarak gördüklerim ve hissettiklerimi sizlerle de paylaşmak isterim. Çiftliğimizi, çiftçiliği çok sevmeme rağmen babam beni ve kardeşlerimi tarımdan uzaklaştırmak için ne gerekiyorsa yaptı. Çünkü tarım sektöründeki gidişatın iyiye gitmediğini muhtemelen görüyordu ve haklı çıktı. Biz çiftliğimizi sattık şimdi bambaşka işler ile geçimimizi sağlıyoruz. ÇiftçidenEve sayesinde tanıştığımız pek çok üreticimizden mazot ve elektrik gibi girdilerin çok yüksek olduğunu üretim yapabilmek için bir yandan bu maliyetler ile mücadele ederken bir yandan da doğa koşulları ile ve iklim ile mücadele etmek zorunda olduklarını duyuyoruz. Çiftçilerimizin bir üretim planlaması olmadan ve tahminlere dayalı yöntemler ile ekim yaptığını, para kazandırmadığı için yeri geldiğinde ekili meyve ağaçlarını sökmek durumunda kaldığını, toplaması daha maliyetli olduğu için mahsulü tarlada bırakmak zorunda kaldığını ve belki tüm sermayesini veya borçlanarak ektiği tohumları tam toplayacağı zaman bir dolu, don, böcek veya hastalık salgını ile tüm mahsulünü kaybetme risklerini alarak üretimini sürdürmeye çalıştığını biliyoruz.
12.3. 2030’a kadar perakende ve tüketici düzeylerinde kişi başına düşen küresel gıda atığının yarıya indirilmesi ve hasat sonrası kayıplar dâhil üretimdeki ve tedarik zincirlerindeki gıda kayıplarının azaltılması
12.3.1. Küresel gıda kaybı endeksi
2030’a kadar kişi başına düşen küresel gıda israfının perakende satış ve tüketici seviyesinde yarıya düşürülmesi ve hasat sonrası kayıplar da dâhil olmak üzere, üretim ve tedarik zinciri faaliyetleri sürecinde gıda kayıplarının azaltılması için öncelikle tüm kullanıcılarımızı mevsiminde tüketmeye davet ediyoruz. Ürünlerin tazeliği için stoklama ve depolama yapmadan tarladan çıktığı gibi veya kavanozlandığı gibi sizlere ulaştırabilmek istiyoruz. Kullanıcılarımızdan gelen talepler ve sipariş analizlerini üreticilerimiz ile paylaşarak dengeli, planlı ve ölçümlenebilir bir şekilde üretim yapabilmesi için veri analizleri yaparak bilgiyi anlamlı bir hale getirebiliriz. Bu sayede hem iyi gıdaya ilk elden daha makul fiyatlar ile her kesimin ulaşabileceği bir ortam yaratırken, gıda israfı ve hasat sonrası kayıpları önleyebilmek için sektöre yön verebiliriz.
12.4. 2020’ye kadar üzerinde anlaşmaya varılan uluslararası çerçevelere uygun olarak kimyasalların ve tüm atıkların yaşam döngüleri boyunca çevresel olarak sağlam biçimde yönetimlerinin sağlanması ve bu kimyasalların ve atıkların insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirgemek için havaya, suya ve toprağa karışmalarının önemli ölçüde azaltılması
12.4.1. İlgili her anlaşma gereği tehlikeli atıklar ve diğer kimyasallarla ilgili bilgi aktarım taahhütü bulunan, uluslararası çok taraflı anlaşmalara dahil olan tarafların sayısı
12.4.2. Atık bertaraf şekline göre kişi başına üretilen tehlikeli atık ve işlenmiş tehlikeli atık oranı
Geleneksel yöntemlere baktığımızda tarladan sofraya gelene kadar kayıt dışı gerçekleşen pek çok aşama olduğunun farkındayız ve takibi bu durum ölçümlenmesi zor bir sistem oluşturuyor. Bu sistem sonucu üreticiler emeklerinin tam karşılığını alamadığı gibi ürün kalitesine odaklanmak yerine kapasitesini arttıracak bazı kimyasal faaliyetlere başvurmak durumunda kalıyor. ÇiftçidenEve doğrudan satış sisteminde ise dükkan açan üreticilerimizin gelirlerini artırırken kullanıcılarımız ise bu ürünlere daha makul fiyatlar ile satın alabilmelerini amaçlıyoruz. Tüketicilerin talepleri doğrultusunda elde ettiğimiz veriler ile mevsiminde tüketim ve planlı üretim için veri analizleri yaparak gıda israfını azaltabileceğimizi ön görüyoruz.
12.6. Özellikle büyük ve uluslarötesi şirketler başta olmak üzere şirketlerin sürdürülebilir uygulamaları kabul etmelerinin ve sürdürülebilirlik bilgilerini raporlama döngülerine entegre etmelerinin teşvik edilmesi
12.6.1. Sürdürülebilirlik raporları yayınlayan şirketlerin sayısı
Bir ürünün yetiştirmeden, hasata, işlemeden saklamaya kadar nasıl üretildiği, hangi yöntemlerin kullanıldığı, nereden geldiği ve kimin ürettiğini bilerek şeffaf ve güvenilir bir pazar yeri platformu kuruyoruz. Bunu yapabilmek için kullanıcı deneyimimizi tamamen müşteri odaklı olarak iyileştirmeye yazılımımızı bu doğrultuda geliştirmeye özen gösteriyoruz. Sağlıklı beslenme ve ekolojik üretim konusunda bilgilendirici içerik ve tasarımlar oluşturuyoruz. Üreticilerimizin çiftliklerini veya imalathanelerini yerinde ziyaret ederek ihtiyaçlarını daha yakından anlamaya gayret ediyoruz. Daha çok üreticimizi ekolojik yöntemler kullanmaya ve organik üretime davet edebilmek için bilgilendirici ve teşvik edici algoritmalar geliştiriyoruz.
ÇALIŞMALARIMIZ SONUCU:
ÇiftçidenEve pazar yerinde bugüne kadar;
- 230’dan fazla satıcı abonelik başvurusu aldık ve
- 160’dan fazla dükkan açıldı.
- 720’den fazla ürün listelendi.
SOSYAL ETKİ:
- Yetiştirme, hasat, işleme ve saklama süreçleri ile ilgili üreticilerimizin %40’ı üretim yöntemleri ve sertifikalarını tanımladı. Sene sonuna daha fazla üreticimizin üretim yöntemlerinin raporlanabilir olması için çalışmalara devam ediyoruz.
2020 HEDEFİMİZ:
- Üreticilerimizin üretim yöntemlerini raporlayan oranını %60‘in üzerine çıkarmayı hedefliyoruz.
- Türkiye’nin her yöresinden en az bir üreticiye ulaşmak istiyoruz.
12.8. 2030’a kadar her yerde herkesin sürdürülebilir kalkınmayla ilgili bilgi ve farkındalık edinmesinin ve doğayla uyum içinde bir yaşam sürmesinin güvence altına alınması
12.8.1. (a) Ulusal eğitim politikaları içinde, (b) müfredatta, (c) öğretmen eğitiminde ve (d) öğrenci değerlendirmede; (i) küresel vatandaşlık eğitimi ve (ii) sürdürülebilir kalkınma için eğitimin (iklim değişikliği eğitimi dahil) ne ölçüde yaygın hale getirildiği
Hepimizin gıda üretebilme gibi bir imkanı yok ancak biz tüketiciler olarak üretime olan bakış açımızı değiştirmeliyiz. Belki de elimizdeki telefonların ekranlarından kafamızı biraz kaldırıp giderek hızlanan tüketim çılgınlığına bir dur demeliyiz. Teknoloji ve parayı amaç olarak görmek yerine bir araç olarak kendimize zaman ayırabileceğimiz, yaşam kalitemizi arttıran gıdalar tüketerek daha sağlıklı bireyler haline gelirken; hem kendimize hemde bizden sonraki nesillere güzel bir miras bırakabiliriz.
12.a. Gelişmekte olan ülkelerin daha sürdürülebilir tüketim ve üretim kalıplarına yönelmeleri için bilimsel ve teknolojik kapasitelerini güçlendirme konusunda desteklenmeleri
12.a.1. Gelişmekte olan ülkelere sürdürülebilir tüketim, üretim ve çevreye uyumlu teknolojiler için araştırma geliştirmede alanında yapılan yardım miktarı
Türkiye’de yaşayan vatandaşlar olarak sadece gıda veya tarım üretimine değil genel olarak üretmeye ve üreticiye değer verme konusunda bazı eksiklerimiz olduğunu gözlemliyorum. Neden üretime değer vermediğimizi düşünmemin sebebini kendi kendi hayatımda gördüğüm bazı sorunlar üzerinden örneklendirebilirim.
“Hatay’da nesillerdir çiftçilik yapan bir ailede büyüdüm. Fakat biz tarım işimizi devam ettiremedik ve çiftliğimizi satmak durumunda kaldık. Büyük çoğunluğu çiftçilik yapan çok büyük bir ailem var. Bugün konuştuğum bir çok çiftçide benzer zorlular olduğunu gözlemliyorum. En son Antalya’dan tamamen ekolojik üretim yapan bir çiftçimiz yüksek girdi maliyetler sebebi ile 2020 yılında tarım faaliyetlerine ara vereceklerini söyledi. Zaten aşağıdaki raporda bu üzücü tabloyu ve gidişatı gözler önüne seriyor.
Ben çiftçilik yapamadığım için İstanbul’a geldim ve bilgisayar mühendisi oldum. Artık yazılım teknolojilerini kullanarak gördüğüm sorunlar ve kurumlar için teknolojik çözümler üretiyorum. Fakat görüyorum ki ülkemizde yazılım üretenler de günümüzde ekonomik olarak yeteri kazancı elde edemiyor. İşini iyi yapan bir çok mühendis arkadaşım Hollanda, Amerika veya Almanya gibi ülkelere gidip başka ülkelerde hayata tutunmak zorunda kalıyorlar. Yaşadığımız tüm ekonomik ve sosyolojik zorluklara rağmen yılmadan, pes etmeden ve kullanıcılarımızın övgü ve destekleriyle ÇiftçidenEve hareketini büyütmeye, sorumlu üretim ve tüketim için çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Peki Tüketici olarak ben ne yapabilirim ki diye düşünüyorsanız?
En büyük etkiyi siz yaratacaksınız. İmkan olduğu ölçüde sürdürülebilir malları satın alarak atıklarınızı azaltmak birçok şekilde mümkün. Örneğin gıdalarınızı israf etmeyerek ve denizlerin kirlenmesinin birinci nedeni olan plastik malzemelerin kullanımını azaltarak katkı sağlayabilirsiniz. Biolive gibi doğada çözülebilen bioplastikler üretilmesi için çalışmalar yürüten firmaları destekleyebilirsiniz. Satın aldığınız malzemeler hakkında nerden geldiğini, kimin ürettiğini ve hangi yöntemler kullandığı gibi bilgiye sahip olmak da önemli bir unsurdur. Günümüzde tekstil, tarımdan sonra suları en fazla kirleten ikinci sektördür. Birçok moda kuruluşu çeşitli kalkınmakta olan ülkede tekstil çalışanlarını istismar etmektedir. Eğer sürdürülebilir ve yerel kaynaklardan satın alırsanız fark yaratabilir, şirketlere sürdürülebilir yöntemler edinmeleri konusunda baskı uygulayabilirsiniz.
Saygılarımla,
Uğur Mursaloğlu
Kurucu & Operasyon Sorumlusu @CiftcidenEve
Sürdürülebilir bir yaşam için nasıl mücadele edebiliriz?
UNDP Türkiye Sorumlu Üretim ve Tüketim Raporu‘nu inceleyebilirsiniz.
Sürdürülebilir tarım teknolojilerinden olan Topraksız tarımı yaygınlaştırmamız gerekiyor çünkü topraksız tarımda pestisit ve diğer ilaçlara gereksinim yok denecek kadar azdır. kullanılan suyun fazla kısımı drenajlar ile geri toplanır ve tekrar tekrar kullanılabilir. birim alandan alınan verim daha yüksektir.