Hızır ile İlyas’ın öyküsü bir ayrılık hüznü ve bir buluşma sevincinin hikayesidir. Çok eskilere dayanan kadim bir hikayedir bu. Dilden dile, kültürden kültüre değişmiştir, ağızdan ağza farklı renklere bürünmüştür.
Rivayet odur ki Hızır ile İlyas iki kardeştir. Bir sefer esnasında yollarını kaybederler ve çağıl çağıl akan bir derenin yanına gelirler. Karınlarını doyurmak için çıkınlarından kurutulmuş balık çıkarırlar ve derde yıkayarak yemeye hazırlanırlar. Ama kuru balık suya girince birden canlanır, ellerinden kayar gider. Hızır ve İlyas böylece ab-ı hayat suyunu bulduklarını anlarlar.
Bu sudan içtikleri sırada bir melek inerek onlara sonsuza kadar yaşayacaklarını ama Hızır’ın karada, İlyas’ın da denizde zor durumda olanlara yardımcı olacağını söyler. Böylece iki kardeş ayrılırlar.
Fakat gel zaman git zaman iki kardeşin özlemi öyle ağır basar ki birbirlerine kavuşamadıkları her gün üzüntüden kahrolurlar. Bunun üzerine melek tekrar gelerek iki kardeşe yılda bir gün bir araya gelebileceklerini bildirir.
Birbirlerini seven bu iki ölümsüz kardeşin bir araya geldikleri gün üzüntülerinden boynunu büken çiçeklerin canlandığı, tabiata bir neşe geldiği varsayılır.
Günümüzde Hıdırellez
Zamanla bu iki kardeşin buluşma günleri Hıdırellez adını alır. Bir dileği olanlar bu buluşmanın mutluluğuyla dileklerinin gerçekleşeceğine inanır. Ağaçlara dilekler asılır, dere kenarlarında kilden dilek maketleri yapılır, yumurtalar boyanır. Güllerin coştuğu gözlemlenir ve gül ağaçlarının altına dilek mesajları bırakılır.
Hıdırellez Gecesi Ne Yapılır?
Hıdırellez gecesi Hızır’ın uğradığı yerlere ve dokunduğu şeylere feyiz ve bereket vereceği inancıyla çeşitli uygulamalar yapılır. Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır. Ev, bağ-bahçe, araba isteyen kimseler, Hıdırellez gecesi gül ağacının altına istediklerinin küçük bir modelini yaparlarsa Hızır’ın kendilerine yardım edeceğine inanırlar. Aynı zamanda dileklerini kırmızı kurdaleye bağlayıp gül ağacına asarlar. Bir yıl boyunca dileklerinin yerine gelmesini beklerler. Bazı kimseler de ateş yakıp, dilek dilerler. Ondan sonra yaktıkları ateşin üstünden atlarlar.
Kutlama Mekanı
Hıdırellez kutlamaları genel olarak yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında, bir türbe ya da yatırın yanında yapılmaktadır. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur. Hıdırellezde baharın taze bitkilerini ve taze kuzu eti ya da kuzu ciğeri yeme adeti vardır. Baharın ilk kuzusu yenildiği zaman sağlık ve şifa bulunacağına inanılır. Bugünde kırlardan çiçek veya ot toplayıp onları kaynattıktan sonra suyu içilirse bütün hastalıklara iyi geleceğine, bu su ile kırk gün yıkanılırsa gençleşip güzelleşeceğine inanılır.
Eğer Hıdırellez’de yağmur yağarsa bunun iki kardeşin sevinç gözyaşları olduğuna inanılır. Hıdırellez yazbaharın başlangıcıdır. Rengarenk çiçeklere bürünen doğa ayrılığın hüznünü buluşmanın bayramına çevirmiştir.
Pek çok kültürde farklı isimler alan Hıdırellez’de dileklerimiz hep iyiden, güzelden yana olsun. Toprağın ve suyun bereketi bol olsun. Bu kadim bayram hepimize kutlu olsun.
dilekler ne zaman yazılacak ne zaman denize atılacak
Hıdrellez günü 5 Mayıs gecesi başlayıp ertesi gün ikindi vaktine kadar devam eder.